İrtibatı Koparmayalım!
bastığı yeri bilmemek deyimi
(1) çok sevinmek. örnek: Karnesi pekiyi doluydu, bastığı yeri bilmiyordu. (2) gençlik coşkusuyla aşırı, ölçüsüz davranışlarda bulunmak. örnek: İnsan bastığı yeri bilmeli biraz. (3) çok şaşırarak durumunu denetleyememek. örnek: Haberi duyunca beyninde vurulmuşa döndü, bastığı yeri bilemez oldu.
- karalar giymek
- zınk diye durmak
- lokma ağzında büyümek
- çekiye gelmemek
- ayaklı canavar
- kara liste
- doğru bulmak
- ağırlığınca altın değmek
- afi atmak
- baldırı çıplak
- ağzını poyraza açmak
- es geçmek
- acele etmek
- yaygarayı basmak
- yataklık etmek
- dağlar anası
- dizgini ele almak
- beti benzi uçmak
- cebinde akrep var
- hür düşünüş
- çehre züğürdü
- cartayı çekmek
- arayıp soranı olmamak
- pis pis gülmek
- Allah'ını şaşırtmak
- laf işitmek
- cılk çıkmak
- başı dönmek
- elini kolunu sallaya sallaya gelmek
- diş kirası
- sırtı kaşınmak
- zülfüyara dokunmak
- taban tabana zıt
Son Sorgulanan Deyimler
Deyim
Anlamı
(1) çok sevinmek. örnek: Karnesi pekiyi doluydu, bastığı yeri bilmiyordu. (2) gençlik coşkusuyla aşırı, ölçüsüz davranışlarda bulunmak. örnek: İnsan bastığı yeri bilmeli biraz. (3) çok şaşırarak durumunu denetleyememek. örnek: Haberi duyunca beyninde vurulmuşa döndü, bastığı yeri bilemez oldu.
bebek büyüdükleri halde kimi zaman bebekliğe özenen çocuklara ya da çocukça davranan kimselere alay yollu söylenir. örnek: Hadi bakalım agu bebek, iç sütünü.
(1) bir hedefe bıçak fırlatmak. (2) birini bıçaklamak, örnek: Kadının üç yerine bıçak atmışlar. (3) ameliyat etmek.
(1) zor kullanılmadan, kendi isteğiyle gelmek. örnek: Sanık, kendi ayağı ile gelip teslim oldu. (2) emek verilmeksizin elde edilmek. örnek: Bu iş kendi ayağı ile geldi, şansım varmış.
(1) Birbirine destek vererek, dayanışarak. (2) Yan yana, çok sıkışık.?Omuz omuza vererek bu zorluğun altından kalkmamız mümkün.?
ha. (1) (gebe için) doğurmak üzere olan, doğurması çok yaklaşmış. (2) tembel, vurdumduymaz, ağırkanlı (kimse).
(ha : halk ağzı)
(1) ötekilerden üstün ve önemli, en önemli, örnek: Onun belli başlı işi, boş gezmekti sanki. (2) belirli, örnek: Çocuğun belli başlı bir işi yok. (3) başta gelen, başlıca, örnek: Bizim belli başlı sorunumuz buydu.
gerçekleşmesi istenilmeyen bir durum ya da olay için söylenir. örnek: Oraya gitmek mi, Allah yazdıysa bozsun!
dağınık olan şeyleri bir araya getirip bir düzene sokmak, dağınıklıktan ve düzensizlikten kurtarmak, örnek: Sabahları evi derleyip toplamak bir saat sürüyor.
İş güçleşmek, ancak zor kullanarak halledilecek hâle gelmek.
Bir yolunu bulun, sakın işi zora bindirmeyin.
Yayın Ağımız
Bu listede yer alan sitelerimiz günlük hayatınızda gerek eğitim, gerek iş, gerek eğlence ve gerekse alışveriş konusunda yardımcı olmak için uzman ekipler tarafından hazırlanmaktadır.Eğitim Sitelerimiz
Eğlence Sitelerimiz
Rehber Sitelerimiz
Diğer Sitelerimiz
Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2024
Sitemizin SEO çalışması Seo Uzmanı Zeze tarafından yapılmıştır.anlaminedir.com bir nerededir.com sitesidir.